31 Mayıs 2010 Pazartesi

Kendime Katlanıyorum!


Emil Cioran… Romanyalı pesimizmi, şüpheciliği ile ünlü filozof. 24 yaşındayken annesi onu doğurduktan sonra mutsuz olduğunu, bunu bilseydim eğer seni doğumayıp mutlaka kürtaj yaptırırıdım demesi üzerine, varoluşu için önemli bir ip ucu elde ettiği söylenir. Demek ki kazayla doğabiliyor insan, o halde hayatı ciddiye almaya ne gerek var?

Eserlerinde acı çekmeye, ölüme, yokoluşa dair düşünceleri okunacak olan Cioran, aslında hep ötelediğimiz, üzerinde çok konuşmak ve düşünmek istemediğimiz gerçekleri bize hatırlatıyor.

Doğmuş Olmanın Sakıncası Üzerine adlı kitabından bazı alıntılar:

-üretmek kolaydır,zor olan yeteneklerini kullanmaya tenezzül etmemektir.

-başkalarının yaptığı şeyi bizim daha iyi yapabileceğimizi düşünürüz hep.bizzat bizim yaptığımız şeyler hakkında ne yazık ki aynı kanıya sahip değiliz.

- sabahtan akşama kadar ne yapıyorsunuz? kendime katlanıyorum.

--başkalarının her kusuru bende de var,ama yine de onların yaptığı her şey bana tuhaf görünür.

-ölüm karşısında “giz” ile “hiçbir şey” arasında,piramitlerle morg arasında durmaksızın salınıp duruyorum.

-eskiden,bir ölünün önünde sorardım kendi kendime:”bunun doğması neye yaradı?”şimdi, aynı soruyu, her canlıdan önce kendime soruyorum.

-hiçbir şey yapmıyorum,kabul.ama saatlerin geçtiğini görüyorum-bu,onları harcamaya çalışmaktan iyidir.

-her düşünce bastırılmış bir duygudan kaynaklanır.

-ne zaman bir hakarete uğrasam,intikam arzusundan kendini tamamen kurtarmak için,kendimi mezarımda sessiz,sakin hayal ettiğim bir zaman oldu.ve hemen yatışıyordum böylece.cesedimizi fazla küçümsemeyelim.fırsat olursa işe yarayabilir.

-olayların görünüşüyle yetindiğimiz sürece seçim yapar,kesin kararlar veririz,derine dalar dalmaz,artık ne seçim yapabiliriz ne de kesin kararlar alabiliriz,sadece görünüşe üzülürüz…

-pişmanlığın üstünlüğü:yapmadığımız eylemler bizi izlediklerinden ve bizim de onları aralıksız düşündüğümüz için,bilincimizin tek içeriğini oluştururlar.

-bu an,hala elimde,akıp giden öteki,benden kaçan,batıp giden şu öteki.gelecek an ile görüşecek miyim?ona karar veriyorum:orada,bana ait ve henüz uzakta.sabahtan akşama dek, geçmişi üretip durmak!

-her şey olma duygusu ve hiçbir şey olmamanın gerçekliği.

30 Mayıs 2010 Pazar

Oturdum Bu Devrik Cümleleri Yazdım Ben De!




Gidemedim, henüz siz de gelmemiştiniz, oturdum bu devrik cümleleri yazdım ben de. Bazısının orjiali öyle......... Kimini de ben devirdim, öyle püskürdüğü gibi kaldı. Toplamadım. Ortalık epeydir dağınıktı zaten, henüz siz yoktunuz, ben kendime kurdum bu cümleleri. Unutmaktan korktum. Dışarı çıkınca benimle birlikte dizi film repliklerine, simültane savaş çevirilerine, milyon türlü gürütüye karışmalarından endişe ettim. Ya da dışarıyı hepten kaybedip bu kez içerde, şu kırmızı perdelerin altında insanlığımı yitirmekten korktum. Başkasını bilemedim, yazdım.

Bunlar işte, benim insan kalma alıştırmalarım.

Atilla Atalay (İnsan Kalma Alıştırmaları)

Sende Aşklarımı Temize Çektim!



SENDE AŞKLARIMI TEMİZE ÇEKTİM

ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda

yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim

oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim

Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

imrendiğin, öfkelendiğin

kızdığın ya da kıskandığın diyelim

yani yaşamışlık sandığın

Geçmişim

dile dökülmeyenin tenhalığında

kaçırılan bakışlarda

gündeliğin başıboş ayrıntılarında

zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu.

Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha

fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, ratsgele bir ilişki

gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda

yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim

oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim

Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

imrendiğin, öfkelendiğin

kızdığın ya da kıskandığın diyelim

yani yaşamışlık sandığın

Geçmişim

dile dökülmeyenin tenhalığında

kaçırılan bakışlarda

gündeliğin başıboş ayrıntılarında

zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu.

Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha

fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, ratsgele bir ilişki

gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,

benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.

Ve hala bilmiyordun sevgilim

Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana

Bütün kazananlar gibi

Terk ettin

MURATHAN MUNGAN




Hep Yalnızlık Var Sonunda!




Senle beraber olsam da sevgilim
Ayrilsak da ölsek de bu yolda
Hep yalnizlik yavrum yalnizlik ömür boyu
Yalnizlik ömür boyu

Senle beraber olsam da sevgilim
Hiç görmesek birbirimizi özlesek
Ömur boyu baglansak da sevinsek de üzülsek de
Yalnizlik ömür boyu

Birden sen gelsen aklima seni unutsam bazi bazi
Meraklansam gizlice delice kiskansam seni
Hep yalnizlik var sonunda yalnizlik ömür boyu

Yalnızlık Ömür Boyu